Pygmalion Etkisi

 

Kendini gerçekleştiren kehanet olarak da bilinen  "Pygmalion etkisi" ismini Yunan mitolojisindeki Kıbrıslı bir heykeltıraş olan Pygmalion karakterinden almıştır.

Mitolojiye göre heykeltıraş hayalindeki kadının fildişinden bir heykelini yapar. 

Zaman geçtikçe kendi yaptığı bu heykele aşık olur. 

Aşkının imkansız olmasından dolayı acı çekmeye başlar. 

Güzellik ve aşk Tanrıçası olan Afrodit'ten yardım isteyen heykeltıraşın durumuna üzülen Tanrıça heykele can verir. 

Pygmalion heykelini öperken onun canlı kanlı olduğunu görüp hayalinin gerçekleştiğini anlar. 

Bu mite göre insanların arzuları ne kadar zor ve imkansız olursa olsun  gerçekleşmiş gibi algılayıp buna içtenlikle inandıkları taktirde isteklerinin gerçekleşme olasılığı yükselir.

Tabi buradaki en önemli detay istek ve inancın aynı noktada birleşmesidir. Yani bir şeyi yapmayı çok istememiz tek başına yeterli olamıyor bu yüzden bunu yapabileceğimize olan inancımızın da aynı oranda yüksek olması gerekiyor.

Peki biz günlük yaşamımızda  bu etkiden olumlu yönde mi yoksa olumsuz yönde mi yararlanıyoruz?

Çoğumuz hedeflerimiz ve hayallerimiz için çok istekli olmamıza rağmen maalesef inanç konusunda sınıfta kalıyoruz.

Örneğin bir iş sahibi olmayı çok istiyoruz fakat iş görüşmesine “yine olmayacak” inancıyla giderek kehanetin bu yönde gerçekleşmesine neden oluyoruz. Bu noktada Pygmalion etkisini farkında olmadan olumsuz yönde kullanıyoruz.

Başka bir örnek verecek olursam bir proje sunumu yapmamız gerektiğinde sürekli endişelenerek içten içe “kesin çok heyecanlanıp her şeyi unutacağım” gibi cümleler kurup buna inanırsak tam olarak bunları yaşayıp sonrasında da “aklıma gelen başıma gelir“ deriz. Evet aklımıza gelen başımıza gelir çünkü biz kötü geçeceğine inandık. 

Bu verdiğim örneklerdeki etki başka insanlar hakkındaki düşüncelerimizin onların performanslarını değiştirmesi üzerinde de geçerlidir.

Arkadaşımızın, çocuğumuzun ya da herhangi bir kişinin bir konudaki performansı ya da potansiyeli hakkındaki düşüncelerimiz ve inançlarımız onlara karşı olan davranışlarımıza yansıyarak daha başarılı ya da daha başarısız olmalarına neden olabiliyor.

Örneğin çocuğumuzun bir dersi hakkında yetersiz ve başarısız olduğunu düşündüğümüz zaman onu negatif yönde etkileyecek davranışlarda bulunarak “kafan çalışmıyor“ gibi cümleler kurup çocuğumuzun “ne yaparsam yapayım başarısız oluyorum” inancına sahip olmasına ve çabalamayı bırakarak daha da başarısızlaşmasına neden olarak kehaneti gerçekleştirmiş oluyoruz.

Bu sebeple onun başarısız olduğunu düşünsek bile bunu davranışlarımıza olumlu yönde yansıtarak onu motive etmeliyiz ve yapabileceğine olan inancını artırmalıyız. 

Neye inanırsanız o olursunuz. ✨

Umarım bu kehaneti kendiniz ve çevreniz için olumlu yönde kullanabilirsiniz ☺️